Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Toprak Erezyonu
Günümüzde ülkemizdeki toprakları çok yakından ilgilendiren en önemli konu
erezyondur. Bu bakımdan Türkiye dünya ülkeleri içinde erezyonun en fazla görüldüğü
memleketlerden birisidir. Ülkemiz topraklarının yarısına, yakın bölümü erez-
yon ile karşı karşıyadır. Toprakların aşınıp süpürülmesi anlamına gelen erezyon
olayında en önemli etken ülkemizin arızalı ve eğim değerleri çok yüksek bir jeomorfolojik
yapıya sahip olmasıdır. Eğimli alanlarda çok hızlı hareket eden sel suları önce
doğal bitki örtüsünü daha sonrada zaten ince olan toprak tabakasını da kolaylıkla
tahrip eder. Aşağı seviyelerde gelişi güzel bir şekilde biriken bu maddeler akarsular
vasıtası ile de denizlere taşınır ki ülkemizde her yıl bu şekilde kaybolan toprağın
miktarı 400 milyon ton civarındadır.
Ayrıca az yağışlı ve kurak devreleri uzun olan İç ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde
görülen şiddetli rüzgarlarda toprağın süpürülmesine erezyona uğramasına
neden olur. Bu bakımdan ülkemizde erezyonu oluşturan nedenleri reliyef şartları,
yanlış arazi kullanımı, doğal bitki örtüsünün bilinçsizce tahribi, iklim, anakayanın
yapısı olarak özetliyebiliriz.
İşte bu nedenler neticesinde ortaya çıkan erezyon ülkemiz arazilerinde verimin
düşmesine, barajlarımızın siltasyon ile kısa süre içinde dolmasına, topobiyo-klımatik
ortamın bozulmasına neden olur.
Bütün bunların dışında erezyonun ülkemizde bu derecede şiddetlenmesinin bir
başka nedeninin son yıllarda görülen nüfus artış hızındaki fazlalık olduğunuda belirtemiz
gerekir. Gerçekten ülkemiz topraklarımız üzerindeki erezyon nüfus artışı
ile doğru orantılı olarak artmıştır. Nüfusun artması ile yeni tarım alanları ile mera
sahaları için özellikle ormanlardan, eğimli sahalardan çevirmeler yapılarak yamaçlar
kullanıma açılmış ve böylecede erezyon hızlandırılmıştır. Diğer taraftan artan
nüfus için yeni yerleşim alanlarına ihtiyaç duyulması beraberinde çarpık bir yerleşim
biçimini (gece kondu) getirmiş doğanın dengesi bozulmuştur. Topraklarımızı
tehdit eden bu büyük tehlikelerden kurtulmak için öncelikle toprak arazi kabiliyet
sınıflarının tesbit edilmesi ve kullanım biçiminin ona göre yeniden düzenlenmesi
gereklidir. Sulamanın mümkün olamayacağı kesinleşmiş araziler mutlak olarak
mera haline getirilmeli aşırı otlatma ordan kaldırılmalıdır. Bunun dışında köylünün
tarım arazilerini kullanma şekilleri modern metotlar ve erezyonun zararları ehliyetli
kişilerce kırsal kesimde yaşayanlara anlatılmalıdır. Ayrıca ağaçlandırma çalışmalarına
kamu ve özel kuruluşlarca büyük destekler verilmelidir.
Tarih: 2016-03-02 01:56:22 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Toprak Erezyonu Nedir
Günümüzde ülkemizdeki toprakları çok yakından ilgilendiren en önemli konu
erezyondur. Bu bakımdan Türkiye dünya ülkeleri içinde erezyonun en fazla görüldüğü
memleketlerden birisidir. Ülkemiz topraklarının yarısına, yakın bölümü erez-
yon ile karşı karşıyadır. Toprakların aşınıp süpürülmesi anlamına gelen erezyon
olayında en önemli etken ülkemizin arızalı ve eğim değerleri çok yüksek bir jeomorfolojik
yapıya sahip olmasıdır. Eğimli alanlarda çok hızlı hareket eden sel suları önce
doğal bitki örtüsünü daha sonrada zaten ince olan toprak tabakasını da kolaylıkla
tahrip eder. Aşağı seviyelerde gelişi güzel bir şekilde biriken bu maddeler akarsular
vasıtası ile de denizlere taşınır ki ülkemizde her yıl bu şekilde kaybolan toprağın
miktarı 400 milyon ton civarındadır.
Ayrıca az yağışlı ve kurak devreleri uzun olan İç ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde
görülen şiddetli rüzgarlarda toprağın süpürülmesine erezyona uğramasına
neden olur. Bu bakımdan ülkemizde erezyonu oluşturan nedenleri reliyef şartları,
yanlış arazi kullanımı, doğal bitki örtüsünün bilinçsizce tahribi, iklim, anakayanın
yapısı olarak özetliyebiliriz.
İşte bu nedenler neticesinde ortaya çıkan erezyon ülkemiz arazilerinde verimin
düşmesine, barajlarımızın siltasyon ile kısa süre içinde dolmasına, topobiyo-klımatik
ortamın bozulmasına neden olur.
Bütün bunların dışında erezyonun ülkemizde bu derecede şiddetlenmesinin bir
başka nedeninin son yıllarda görülen nüfus artış hızındaki fazlalık olduğunuda belirtemiz
gerekir. Gerçekten ülkemiz topraklarımız üzerindeki erezyon nüfus artışı
ile doğru orantılı olarak artmıştır. Nüfusun artması ile yeni tarım alanları ile mera
sahaları için özellikle ormanlardan, eğimli sahalardan çevirmeler yapılarak yamaçlar
kullanıma açılmış ve böylecede erezyon hızlandırılmıştır. Diğer taraftan artan
nüfus için yeni yerleşim alanlarına ihtiyaç duyulması beraberinde çarpık bir yerleşim
biçimini (gece kondu) getirmiş doğanın dengesi bozulmuştur. Topraklarımızı
tehdit eden bu büyük tehlikelerden kurtulmak için öncelikle toprak arazi kabiliyet
sınıflarının tesbit edilmesi ve kullanım biçiminin ona göre yeniden düzenlenmesi
gereklidir. Sulamanın mümkün olamayacağı kesinleşmiş araziler mutlak olarak
mera haline getirilmeli aşırı otlatma ordan kaldırılmalıdır. Bunun dışında köylünün
tarım arazilerini kullanma şekilleri modern metotlar ve erezyonun zararları ehliyetli
kişilerce kırsal kesimde yaşayanlara anlatılmalıdır. Ayrıca ağaçlandırma çalışmalarına
kamu ve özel kuruluşlarca büyük destekler verilmelidir.
Tarih: 2016-03-02 01:56:22 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx